Gökyüzüne baktıkça , geceden geceye kişi gökyüzünde gördüğü çoğu parlak noktanın izafi yerlerini koruduğunu fark etmiştir. Gökyüzündeki bir gökcismini sürekli bir şekilde izlediğinizde bazen düzenli hareketlerinden birini yapmadığını görürsünüz.
Gökyüzü şüphesiz büyük merak uyandırır ve dikkatli incelemelerin konusu olur. Eski Yunan'da bu değişen noktalara değişken gezici hareketleri yüzünden başıboş dolaşan kimse anlamına gelen " wanderers " adı verilmiştir ve şu anki modern isimleri de eski yunandan gelir: Gezegenler (Planets)

Gezegenlerin hareketlerini anlatmanın en kolay yolu Güneş ve Ay boyunca Dünya ' yı ortaya sabit bir şekilde yerleştirerek onları dairesel bir şekilde hareket ettirmektir.Bu model gezegenlerin neden yıldızların sabit arka planının tersine hareket ettiğini gösterir ancak yine de onların hareketlerindeki bazı gariplikleri açıklamaya yetmez.
Bu garip hareketlerden en dikkat çekenlerinden biri gezegenlerin geri hareketidir. Gezegenler genelde yıldızlara göre gökyüzünde batıdan doğuya doğru dönerler.
İki farklı gecede aynı zamanlarda gökyüzüne bakarsak gezegenlerin biraz doğuya doğru hareket ettiklerini fark ederiz.
Ancak arada, bir gezegen tuhaf bir şey yapar: Hareketi yavaşlar, kısa bir süreliğine durur ve batıya doğru hareket etmeye başlar.Er geç yine durur ve hareketini doğuya doğru tekrarlar.( Tabii ki yalnızca görsel olarak)
Bir gezegenin arada bir durup yörüngesinde geri gitmesi sonra durup tekrar ileri gitmesi kabul edilemez bir şeydir. Bu yüzden daha iyi bir modele ihtiyaç vardır. Ptoleme ( Claudius Ptolemaeus ) bu modellerin en gelişmişlerinden birini tasarlamıştır.
Bu modelde yine dünya merkezdedir. Bu modelin temel fikirlerinden biri gezegenlerin kendi etrafında küçük bir çember üzerinde hareket ettiğiydi. Bu çembere merkez çember, bu çemberden daha büyük olan ve dünya etrafında olana da "deferent" adı verilir. Gezegenlerin yörüngelerine bu sistemde epitrochoids, bir epicyclic patikasının civarında döndüğü noktaya da equant denilir. Görsel olarak canlandırmak için aşağıdaki siteye gidebilirsiniz.
Bu model geri hareket eden gezegenlerle ilgili olarak iyi işlemiştir. Çünkü merkez çemberin en alt kısmına gelen gezegen dünyadan göründüğü gibi geri gider.Ancak yukarıda belirttiğimiz gibi, gezegenlerin hesaba katılması gereken başka garip/düzensiz hareketleri de vardır. Bu nedenle Ptoleme modelini daha karmaşık hale getirmek zorunda kalmıştır .Model gittikçe daha ağır ve kullanışsız bir hale gelmiş, ancak yine gezegenlerin güncel hareketlerini yeterli derecede gösterebildiği için 1400 yıl daha kullanımda kalmıştır.
1540 yılı civarında Kopernik ( Nicolaus Copernicus ) farklı türden, "heliocentric" olan bir model sunmuştur. Bu modelde merkezde Dünya yerine Güneş vardır. Bu konu ile ilgili teorisini "De revolutionibus orbium coelestium" (On the Revolutions of the Heavenly Spheres) adlı kitapta anlatmıştır. Heliocentric bir model olan bu sistem ismini Yunanca Helios = Güneş ve Kentron= Merkez kelimelerinden almıştır. Kopernik ' in modelinde gezegenler yine dairesel şekilde hareket etmektedir.Bu nedenle o da bazı merkez çemberler kullanmış ancak bunlar sadece bazı ince düzensizlikleri göstermek için kullanılmıştır. Geri hareketler Dünya ile gezegenlerin kombine hareketlerinden doğmaktadır. Kopernik Güneş'ten uzak olan bazı gezegenlerin diğerlerine göre daha yavaş hareket edebileceğini düşünmüştür. Ona göre Dünya ' dan daha hızlı olan bir gezegen ona yetiştiğinde yıldızlara göre olan hareketi Dünya ' dan da görüldüğü üzere tersine dönmektedir. Yörünge çapları birbirinden farkı olan güneş merkezli gezegenlerimiz , dünya ile özel bir konuma geldiklerinde, yörünge çapı farklılıkları nedeni ile her zamanki hareketlerinden farklı bir hareket yapıyormuş gibi görünürler. Biz bu olayın gerçekleştiği zamana retro zamanları diyoruz. Bu yüzden periyodun bir bölümünde hareket ediyor olmalarına rağmen duraklamış gibi görünürler.
1 yorum:
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Cras mattis tincidunt sagittis. Morbi lobortis est ac justo convallis euismod. Nam magna nulla, lobortis vitae molestie sit amet, molestie in sapien. Nam feugiat cursus odio, ac ullamcorper metus adipiscing non. In velit elit, facilisis ut eleifend id, pellentesque sit amet dolor. Maecenas nunc diam, faucibus quis rhoncus eget, interdum et tortor.
Yorum Gönder